2 min
BLOG
Op. Dr. Caner Sarıkaya
Ulnar sinirin dirsek düzeyinde geçen kısmının sıkışmasına, kubital tünel sendromu denir. Ulnar sinirin dirsek düzeyinde tuzaklanması karpal tünel sendromu sonrası poliklinikte en sık rastlanan tuzak nöropatilerdir. Dirseğin uzun süreli fleksiyonu ulnar sinirin seyrettiği ulnar oluğun daralmasına, bu oluktan geçen ulnar sinirin yassılaşmasına ve hasarlanmasına sebep olur. Erken dönemde tespit edilen olgularda konservatif tedavi etkili olmaktadır. Konservatif tedaviye cevap vermeyen kuvvet kaybının olduğu olgularda ulnar sinir serbestleştirilmesi ameliyatı uygulanır.
Ulnar sinir tuzaklanmasına bağlı kubital tünel sendromunda 4.ve 5. Parmakta duyusal semptomlar ve ulnar sinirin uyarı götürdüğü el kaslarında güçsüzlük olur.
Başlangıçta aralıklı duysal semptomlar (ağrı, uyuşma, karıncalanma) ön planda olup zamanla motor semptomlara ( kuvvet kaybına) ilerleme eğilimi gösterir. Erken dönemde, motor semptomlar tekrarlayıcı aktiviteler sonrası ortaya çıkan yorgunluk hissi ile kendini gösterebilir.
Duysal semptomlar (ağrı, uyuşma, karıncalanma) gündüzleri telefon kullanımı sırasında ya da gece uykuda dirseğin fleksiyonda kalması durumunda artış göstermektedir.
Ulnar sinirin uyarı götürdüğü kaslarda erime (dorsal ve palmar interosseöz adaleler, abdüktör hallusis ve abdüktör gijiti minimi), 4.ve 5. Parmaklarda pençeleşme görülebilir. Parmakların abdüksiyon ve addüksiyonunda kuvvetsizlik (dorsal ve palmar interosseöz adelelerde kuvvet kaybı) vardır.
İşaret parmağı ile baş parmak arasında anahtar kağıt gibi bir objenin tutulmasında güçsüzlük vardır (Froment Belirtisi).
Ulnar sinir tuzaklanmasına bağlı ulnar sinir hasarı tanısı için Elektrofizoylojik test (EMG), MR görüntüleme yapılmalıdır.. Bazı boyun fıtıkları ulnar sinir sıkışması ile aynı klinik semptomları verebilir. Bu yüzden MR görüntülemesi mutlaka yapılmalıdır. Spinal tümörler, siringomiyeli, torasik çıkış sendromu, apikal akciğer tümörleri ayırıcı tanı açısından düşünülmelidir. Özellikle ön kol medial yüzeyinde(iç yüzeyi) ortaya çıkan duysal semptomlar T1 kök lezyonunu düşündürmektedir.
Ulnar sinir hasarı erken dönemde tespit edilen olgularda konservatif tedavi etkili olmaktadır. Konservatif tedaviye cevap vermeyen kuvvet kaybının olduğu olgularda kubital tünel sendromu cerrahi tedavisi uygulanır.
Tedavinin iki amacı vardır. Nörolojik kaybın önlenmesi ve semptomların giderilmesidir. Tedavi sonrası duysal semptomlar sıklıkla tam olarak düzelme görülür. Ulnar sinir serbestleştirilmesi cerrahisi sonrası hipoestezi bir miktar kalabilir. Küçük el kaslarındaki erime ve güçsüzlükteki düzelmeyi önceden tahmin etmek zordur. Uzun süreli bası olan olgularda güç kaybı düzelmeyebilir. Uzun süredir bası olan kronikleşmiş olgularda tedavinin esas amacı ilerleyici nörolojik hasarın önüne geçmektir.
Koruyucu tedavi özellikle erken dönemde, kuvvet kaybı olmayan ulnar sinir sıkışması olgularında faydalıdır. Koruyucu tedavi; ulnar sinirin her türlü dış kaynaklı bası sebeplerinin ve dirsek hareketlerinden kaynaklanan sorunların giderilmesi amaçlanır.
Ulnar sinir üzerine olabilecek bölgesel basıdan kaçınılması, gün içinde uzun süreli dirsek fleksiyonundan (telefon konuşması) uzak durulması, geceleri dirsek fleksiyonunun önlenmesi koruyucu tedavilerden sayılabilir. Yaklaşık 30-60 derecede hazırlanan dirsek ateli, dirsek fleksiyonu ile ortaya çıkabilecek olan ulnar oluk içindeki sinir basısını önlemede etkili olmaktadır.
Kol Dirseğinde Sinir Sıkışmasına ne iyi gelir?
Erken dönemde tespit edilen olgularda medikal tedavi (B12 tedavisi) ve bası oluşturan etkenin ortadan kaldırılması (En sık dirseğin fleksiyonda kalmasını önleme, ulnar atel) yeterli olmaktadır. Konservatif tedaviye cevap vermeyen kuvvet kaybının olduğu olgularda sinir üzerindeki basının kaldırılması için ulnar sinir serbestleştirilmesi cerrahisi yapılır. Cerrahi riski düşük lokal anestezi ile yapılan bir ameliyattır.
Tehlikeli değildir. Kubital Tünel sendromu cerrahisi, riski düşük lokal anestezi ile yapılan bir ameliyattır. Eğer kaslarda kuvvet kaybı var ise nörolojik hasarın ilerlemesini önlemek için cerrahi tedavi mutlaka yapılmalıdır.