2 min
BLOG
Op. Dr. Caner Sarıkaya
Menenjiyomlar genellikle yavaş büyüyen ve iyi huylu (benign) tümörlerdir. Çoğu durumda belirti vermeden ilerler veya minimal semptomlarla kendini gösterir. Çoğunlukla tesadüfen yapılan görüntülemeler sırasında saptanırlar. Ancak, büyüklüğüne veya konumuna bağlı olarak beyin veya omurilik üzerindeki baskı nedeniyle çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Belirti veren menenjiyomların tedavisinde genellikle cerrahi müdahale tercih edilmektedir. Cerrahinin temel amacı tümörün tamamen çıkarılması ve tümörün neden olduğu baskının ortadan kaldırılmasıdır. Tümörün yerleşim yerine göre cerrahi yaklaşım farklılık gösterebilir Menenjiyom tedavisi planlamasında yerleşim yeri ve büyüklüğüne göre cerrahi tedavi ve Gamma Knife tedavisi uygulanmaktadır.
Menenjiyomların prognozu tümörün derecesine bağlıdır. Derece I (iyi huylu) menenjiyomların çoğu, belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra büyüme hızlarını kaybeder. Ancak, atipik (derece II) ve malign (derece III) menenjiyomlar daha agresif bir seyir izler. Radyolojik takiplerde belirti vermeyen ve büyüme göstermeyen menenjiyomlarda tedaviye gerek duyulmayabilir. Menenjiyomlu hastaların 5 yıllık sağ kalım oranı, genellikle %91,3 gibi yüksek bir orandadır. Bu oran, tümörün tipi, cerrahi başarı oranı ve ek tedavilere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.
Cerrahinin başarısı ve tümörün çıkarılma oranı, nüks riskini belirleyen en önemli faktörlerden biridir. Gros total rezeksiyon (tümörün tamamen çıkarılması) yapılan olgularda nüks oranı %11-15 arasında değişirken, subtotal rezeksiyonda (tümörün %75’inden fazlasının çıkarılması) bu oran %29’a yükselmektedir. Parsiyel rezeksiyon (tümörün sadece bir kısmının çıkarılması) yapılan hastalarda ise 5 yıllık nüks oranı %37-85 gibi oldukça yüksek seviyelere ulaşabilir. Bu nedenle, cerrahinin kapsamı nüks riskini doğrudan etkiler ve dikkatle planlanmalıdır.
Son yıllarda radyasyon tedavisi, özellikle Gamma Knife, menenjiyom tedavisinde etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Özellikle 3,5 cm’den küçük olan tümörlerde Gamma Knife yöntemi yüksek başarı oranlarına sahiptir. Büyük damarlara invaze olan tümörlerde ise cerrahi müdahalede rezidüel tümör (kalan tümör dokusu) bırakılması gerekebilir. Bu durumda Gamma Knife veya radyoterapi, kalan tümör dokusunun büyümesini engelleyerek nüks riskini azaltmada etkili bir yöntem olarak kullanılmaktadır.
Derece II ve derece III menenjiyomlarda subtotal rezeksiyon sonrası radyoterapi standart bir tedavi yöntemi haline gelmiştir. Bu yaklaşım, daha agresif seyreden tümörlerde nüks oranını düşürmede oldukça etkilidir.