
5 min
BLOG
Op. Dr. Caner Sarıkaya
Boyun fıtığı, boyun omurları arasında bulunan disklerin zamanla deformasyona uğraması ve sinirlere baskı yapması sonucu oluşan bir rahatsızlıktır. Bu durum çeşitli belirtilerle kendini gösterir. En yaygın belirtisi, boyun bölgesinde başlayan ve sıklıkla bir kola yayılan ağrıdır. Özellikle omurilikten çıkan sinirlerin sıkıştığı düzeye göre ağrı, omuzdan kola, el bileğine ve hatta parmak uçlarına kadar uzanabilir. Bu nedenle, boyun fıtığı ağrısı çoğu zaman kol ağrısıyla karıştırılır.
Bunun yanı sıra, hastalar genellikle boyunda tutukluk hissi, kas spazmı, hareket kısıtlılığı ve kaslarda güçsüzlük yaşarlar. Özellikle kol kaslarında kuvvet kaybı, el becerilerinde azalma, uyuşma ve karıncalanma gibi şikâyetler sık görülür. Bu belirtiler, fıtığın hangi seviyede ve ne kadar ciddi olduğuna göre değişiklik gösterebilir.
Boyun fıtığının varlığı, hastanın anlattığı şikayetlerin dikkatlice değerlendirilmesi ve nörolojik muayeneyle büyük oranda anlaşılabilir. Ancak kesin tanı için MR görüntüleme gibi ileri tetkiklere ihtiyaç duyulur. MR sayesinde sinir üzerindeki baskının derecesi ve yerleşimi net bir şekilde ortaya konur.
Boyun fıtığı bazı durumlarda ciddi sonuçlar doğurabilir. Özellikle fıtık, omuriliğe ya da omurilikten çıkan ana sinirlere bası yapmaya başladığında, reflekslerde azalma, kas erimesi, denge bozukluğu ve hatta yürüme güçlüğü gibi daha ağır nörolojik belirtiler gelişebilir. Bu tablo, hastalığın tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösterir ve acil tedavi gerektirir.
İlerlemiş vakalarda tedavi edilmemiş boyun fıtığı, kalıcı sinir hasarına yol açabilir. Bu da el ve kol kaslarında kalıcı güçsüzlük, his kaybı veya ince motor becerilerin tamamen yitirilmesi gibi ciddi sorunlara neden olabilir.
İlerlemiş stenoz vakalarında, boyun omurlarında omurilik kanalının daralması sonucu omurilik ve/veya sinir kökleri sıkışır. Belirtiler genellikle yavaş ilerler ve zamanla artar. En yaygın şikayetler arasında boyun ağrısı, kol ve bacaklarda uyuşma, karıncalanma, kaslarda güçsüzlük ve denge bozukluğu yer alır.
Hastalar özellikle yürüme sırasında ayaklarında takılma, dengesizlik veya merdiven çıkarken zorlanma gibi sorunlar yaşayabilir. İnce motor becerilerde bozulma (örneğin düğme iliklemekte güçlük) ve ellerde beceri kaybı da tipik bulgular arasındadır. Şikayetler ilerledikçe omuriliğe olan baskı artar ve bu durum idrar kontrolünde zorlanma gibi daha ciddi nörolojik bulgulara kadar ilerleyebilir. Bu nedenle erken tanı ve takip büyük önem taşır.
Her boyun fıtığı acil cerrahi gerektirmez. Hafif ve orta dereceli vakalar genellikle ilaç tedavisi, fizik tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle büyük oranda kontrol altına alınabilir. Erken tanı ve doğru tedavi ile pek çok hasta, günlük yaşamına ağrısız şekilde devam edebilir. Ancak ilerlemiş ve sinir hasarına neden olan fıtıklarda cerrahi müdahale gerekebilir.
Boyun fıtığı olan hastalarda sık görülen şikayetlerden biri, boyundan başlayıp omuz, kol, dirsek ve parmaklara kadar uzanan ağrıdır. Bu duruma genellikle servikal radikülopati neden olur. Servikal radikülopatinin en yaygın sebebi, sinir köklerinin çıktığı kanalın daralması, yani foraminal darlıktır. Buna ek olarak, lateral yerleşimli servikal disk hernileri de sinir köklerine baskı yaparak benzer şekilde kola yayılan ağrıya yol açabilir.
Bu tablo sadece boyun fıtığına özgü değildir; ayırıcı tanıda başka klinik durumlar da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır:
Bu nedenle, kola vuran ağrısı olan hastalarda detaylı fizik muayene ve görüntüleme yöntemleriyle tanı netleştirilmelidir.
İlaç ve Fizik Tedavi Yaklaşımları
Hafif düzeyde boyun fıtığı olan hastalarda ilk tercih her zaman cerrahi dışı yöntemlerdir. Ağrı kesici ilaçlar, kas gevşeticiler, istirahat, sıcak-soğuk uygulamaları ve fizik tedavi seansları ile büyük oranda rahatlama sağlanabilir. Ayrıca duruş eğitimi, egzersiz programları ve ergonomik yaşam düzenlemeleri de uzun vadede oldukça etkilidir. Bu aşamada en sık sorulan soru şudur: Boyun fıtığı en çabuk nasıl geçer? Cevap basittir: Doğru teşhis, sabırlı tedavi ve yaşam tarzı değişikliği ile...
Boyun Fıtığı Ameliyatsız İyileşir mi?
Boyun ağrısı ani başlayan hastaların büyük çoğunluğu cerrahi tedaviye ihtiyaç duymadan iyileşebilir. Yapılan çalışmalar, akut başlayan boyun ağrılarının yaklaşık %90’ının ameliyatsız (konservatif) yöntemlerle düzeldiğini göstermektedir. Ancak bu hastaların yaklaşık %30’unda ağrı kronikleşme eğilimindedir.
Konservatif tedavi sürecinde şu yaklaşımlar uygulanabilir:
Ağrının şiddeti azaldıkça hastanın hareketliliği artırılır. Ancak, özellikle kola yayılan ağrının eşlik ettiği, kuvvet kaybı veya his kaybı olan durumlarda cerrahi tedavi değerlendirilmelidir.
Fıtığın İlerlediğini Gösteren İşaretler
Boyun fıtığında zamanla şikayetler artıyorsa, özellikle de kas güçsüzlüğü, refleks kaybı, yürüme bozukluğu veya ince el hareketlerinde zorlanma gibi bulgular ortaya çıkıyorsa, fıtığın ilerlediğinden ve sinir dokularında hasara yol açmaya başladığından söz edilebilir. Bu durumda tedavi planı yeniden gözden geçirilir.
Boyun Fıtığı Ne Zaman Tehlikeli Hale Gelir?
Fıtık, omuriliğe baskı yapmaya başladığında “servikal miyelopati” adı verilen ciddi bir tabloya yol açabilir. Bu, kalıcı sinir hasarının habercisidir. Yürüme bozukluğu, idrar tutamama, bacaklarda kasılma veya güçsüzlük gibi belirtiler varsa vakit kaybetmeden cerrahi değerlendirme yapılmalıdır.
Nasıl Yapılır?
Boyun fıtığında cerrahi tedavi, fıtığın yerleşimi, semptomların şiddeti ve omurgada eşlik eden diğer patolojilere göre planlanır. En sık uygulanan cerrahi yöntem “anterior servikal diskektomi”dir. Ancak bazı özel durumlarda posterior yaklaşımlar veya servikal spinal stenoza yönelik cerrahiler gerekebilir. Günümüzde, omurganın hareket kabiliyetini korumaya yönelik olarak füzyonsuz (hareket koruyucu) cerrahi teknikler de uygulanmaktadır.
Anterior Servikal Diskektomi
Bu yöntemde boynun ön kısmından (anterior) yapılan küçük bir kesiyle sorunlu diske ulaşılır. Sinir ya da omurilik üzerine baskı yapan disk materyali çıkarılır. Gerektiğinde diskin yerine:
yerleştirilerek omurganın stabilitesi sağlanır. Bu işlem genellikle mikrocerrahi teknikler kullanılarak, minimal doku hasarı ile gerçekleştirilir.Ortalama cerrahi süresi 1 saattir.
Boyun Fıtığı Ameliyatı Sonrası Normal Hayata Dönüş
Boyun fıtığı ameliyatı sonrası iyileşme süreci genellikle hızlı ve konforludur. Hastaların çoğu ameliyattan sonra 4. saat mobilize edilir ve 24 saat içinde taburcu olabilir.
Ameliyat sonrası erken dönemde boyun bölgesinde hafif ağrı, yutma güçlüğü veya kas spazmı gibi geçici şikayetler olabilir; ancak bunlar genellikle birkaç gün içinde azalır. İlk 2 hafta boyunca ağır kaldırmaktan, öne eğilerek çalışmaktan ve uzun süreli oturmalardan kaçınılması önerilir.
															Posterior Cerrahi Yaklaşımlar
Bazı olgularda, özellikle lateral yerleşimli fıtıklar, çok seviyeli sinir kökü basıları veya ön anatomik yapının cerrahiye uygun olmadığı durumlar için posterior (arka) yaklaşımlar tercih edilir. Bu tekniklerde omurganın arka kısmından girilerek sinir üzerindeki baskı ortadan kaldırılır. Posterior cerrahiler seçilmiş hastalarda avantaj sağlayabilir.
Servikal Spinal Stenoz ve Füzyonsuz Cerrahi Yaklaşımlar
Servikal fıtığa eşlik eden omurilik kanal daralması (servikal spinal stenoz) durumlarında ise basit diskektomi yeterli olmaz. Bu tür vakalarda daha genişletici cerrahi işlemler gerekir:
Günümüzde bazı servikal stenoz vakalarında, özellikle stabilite bozulmamışsa, füzyonsuz cerrahi teknikler tercih edilmektedir. Bu tekniklerde omurgalar birbirine sabitlenmeden (füzyon yapılmadan) kanal genişletme işlemi gerçekleştirilir. Böylece hem sinir basısı ortadan kaldırılır hem de omurganın hareketliliği korunmuş olur. Bu yaklaşım, özellikle genç ve aktif hastalarda hareket kabiliyetini korumak açısından önemlidir.
Ne Kadar Sürer?
Boyun fıtığı ameliyatı cerrahi süresi genellikle 1 saat arasında sürer. Kanal darlığıHastalar çoğu zaman aynı gün ayağa kalkabilir, ertesi gün taburcu edilebilir.
Ameliyat Sonrası Günlük Hayata Dönüş
Ameliyat sonrası iyileşme süreci oldukça hızlıdır. İlk bir hafta içinde günlük ihtiyaçlar karşılanabilir hale gelinir. Ancak boynu zorlayacak hareketlerden birkaç hafta kaçınılmalıdır. Genellikle 10 gün içinde iş yaşamına ve sosyal hayata dönüş mümkündür. Fizik tedavi ile kaslar güçlendirilerek yeniden fıtık oluşumu riski en aza indirilir.
Boyun Fıtığı Ameliyatı Riskli Mi?
Boyun fıtığı ameliyatı (servikal disk hernisi cerrahisi), genellikle başarılı sonuçlar veren ve birçok hastada yaşam kalitesini belirgin şekilde artıran bir işlemdir. Ancak her cerrahi müdahalede olduğu gibi bazı riskler taşır. Bu riskler, hastanın genel sağlık durumu, fıtığın yeri ve büyüklüğü, kullanılan cerrahi teknik ve cerrahın deneyimi gibi faktörlere göre değişebilir.
Boyun Fıtığı Ameliyatının Olası Riskleri:
Sinir Zedelenmesi: Omuriliğe ya da sinirlere yakın çalışıldığı için, çok nadiren sinir hasarı olabilir. Bu durum kalıcı güçsüzlük ya da duyu kaybı gibi sonuçlara yol açabilir.
Omurilik Yaralanması: Çok nadir görülse de ciddi bir komplikasyondur. Felç riski taşır.
Enfeksiyon: Cerrahi bölgede ya da daha derin dokularda enfeksiyon gelişebilir. Antibiyotiklerle tedavi edilir.
Kanama veya Hematom: Ameliyat sonrası kan birikmesi (hematom), baskıya neden olarak tekrar ameliyat gerektirebilir.
Ses Kısıklığı veya Yutma Güçlüğü: Özellikle ön (anterior) yaklaşımla yapılan ameliyatlardan sonra geçici görülebilir.
Anesteziye Bağlı Riskler: Tüm genel anestezi gerektiren işlemlerde olduğu gibi, bazı hastalarda reaksiyonlar görülebilir.
Fıtığın Tekrar Etmesi (Nüks): Aynı seviyede veya başka bir servikal diskte tekrar fıtık oluşabilir.
İmplantla İlgili Sorunlar: Plak-vida gibi sistemlerin kullanıldığı ameliyatlarda nadiren vida yerinden oynayabilir ya da çıkabilir.
															1. Boyun Fıtığı Olanlar Günlük Hayatta Nelere Dikkat Etmeli?
Boyun fıtığı olan bireyler, günlük yaşamda bazı alışkanlıklarını değiştirerek şikayetlerini azaltabilir ve hastalığın ilerlemesini önleyebilir:
2. Boyun Fıtığına Masaj İyi Gelir mi?
Masaj, özellikle kas spazmı olan hastalarda geçici rahatlama sağlayabilir. Boyun kaslarının gevşemesine ve dolaşımın artmasına katkı sunar. Ancak:
3. Boyun Fıtığına Kayropraktik Uygulanabilir mi?
Kayropraktik tedavi, bazı kliniklerde uygulanan manuel manipülasyon yöntemidir. Ancak:
4. Boyun Fıtığı, Fizik Tedavi ve Egzersiz ile Düzelebilir mi?
Fizik tedavi ve egzersiz, boyun fıtığı tedavisinde etkili konservatif (ameliyatsız) yaklaşımlar arasında yer alır. Programlar genellikle şunları içerir:
Düzenli uygulandığında:
5.Boyun Fıtığına Ne İyi Gelir?
Boyun fıtığı tedavisinde ilk tercih genellikle 2 ila 8 haftalık konservatif tedavi sürecidir. Bu süreçte uygulanabilecek destekleyici yöntemler şunlardır:
Bu yöntemlere rağmen ağrısı geçmeyen veya günlük yaşamı ciddi şekilde etkilenen hastalarda cerrahi tedavi seçenekleri gündeme gelebilir.
Boyun fıtığı ameliyatı, sinirlere baskı yapan hasarlı disk dokusunun alınarak basının ortadan kaldırılması amacıyla uygulanan bir cerrahi tedavi yöntemidir.
Boyun fıtığı ameliyatı sonrası hastalar genellikle bir hafta içinde günlük aktivitelerine dönebilir.
Bilinmesi Gerekenler
Boyun fıtığı tedavisi, hastalığın derecesine bağlı olarak ilaç tedavisi, fizik tedavi ve gerektiğinde cerrahi müdahale yöntemlerini içerebilir.
Dar kanal hastalığı (lomber spinal stenoz), omurga kanalının daralması sonucu sinir köklerine baskı oluşmasıyla ortaya çıkar. Bu durum özellikle bel ve bacaklarda ağrı, uyuşma, yürüme mesafesinde kısalma gibi şikâyetlere yol açar.
Kraniotomi, beynin belirli bir bölgesine ulaşmak için kafatasında kemik penceresi açılması işlemidir. Ameliyat bitiminde çıkarılan kemik parçası yerine yerleştirilir. Bu yöntem, tümörün doğrudan görülebilmesine ve güvenli şekilde çıkarılmasına olanak sağlar.
															Bel fıtığı (lomber disk hernisi), omurlar arasındaki disklerin dışarı taşarak sinir köklerine baskı yapması sonucu ortaya çıkar. Bu durum bel ağrısı, bacaklarda uyuşma, karıncalanma, yürüme güçlüğü ve şiddetli siyatik ağrısına yol açabilir. İlaç ve fizik tedaviye yanıt vermeyen hastalarda bel fıtığı ameliyatı gündeme gelir.
Boyun fıtığı (servikal disk hernisi), boyun omurları arasındaki disklerin dışarı taşarak omurilik veya sinir köklerine baskı yapmasıyla oluşur. Bu durum boyun ağrısı, omuz ve kol ağrısı, uyuşma, karıncalanma ve güç kaybına yol açabilir.
Bel kayması ameliyatı, ileri evre spondilolistezis hastaları için kalıcı çözüm sağlayan etkili bir tedavi yöntemidir
Bel fıtığının ilaç ve fizik tedaviye rağmen ağrıların geçmemesi, bacaklarda ilerleyici güç kaybı, idrar veya dışkı kontrolünün bozulması ve günlük yaşam kalitesinin ciddi şekilde düşmesi durumunda cerrahi tedavi en etkili ve kalıcı çözüm olarak tercih edilir.
Şiddetli boyun ve kol ağrısı, kollarda güç kaybı, ellerde uyuşma, omurilik basısına bağlı yürüme zorluğu ve yaşam kalitesinin belirgin şekilde bozulması durumunda boyun fıtığı ameliyatı gerekli olabilir. Bu belirtiler ortaya çıktığında cerrahi tedavi kalıcı sinir hasarını önlemek için en etkili çözümdür.
Beyin ameliyatı, beyin tümörü, damar hastalıkları, travma veya epilepsi gibi çeşitli nedenlerle yapılan cerrahi girişimleri kapsar. Bu ameliyatların en yaygın yöntemi kraniotomidir. Kraniotomi, beynin ilgili bölgesine ulaşmak için kafatasında küçük bir kemik parçasının açılması işlemidir. Ameliyat sonunda bu kemik parçası yerine yerleştirilerek kafatası kapatılır.
Uzun süreli yürüme veya ayakta kalmada zorluk, bacaklarda uyuşma ve güçsüzlük, tedaviye rağmen geçmeyen şikâyetler, yaşam kalitesinde belirgin düşüş ya da ileri evrede idrar–dışkı kontrolünün bozulması durumunda dar kanal ameliyatı gerekli olabilir. Bu belirtiler görüldüğünde cerrahi tedavi en etkili ve kalıcı çözümdür.
Omurga kırığı tedavisi, hastanın yaşı, genel durumu ve kırığın şiddetine göre planlanır. Hafif kırıklarda istirahat, korse ve fizik tedavi yeterliyken; ileri vakalarda vertebroplasti/kifoplasti, vida–plaka ile sabitleme veya dekompresyon gibi cerrahi yöntemler uygulanabilir.
Boyun fıtığı, omurlar arasındaki disklerin dışarı taşarak sinir köklerine veya omuriliğe baskı yapması sonucu boyun, omuz ve kollarda ağrı, uyuşma ve güç kaybına yol açan bir rahatsızlıktır.
Bel fıtığı (lomber disk hernisi), omurlar arasında yer alan disklerin yırtılarak ya da dışarı taşarak sinir köklerine baskı yapmasıyla oluşur. Bu durum belde şiddetli ağrıya, bacaklarda uyuşma ve karıncalanmaya, hatta yürüme güçlüğüne neden olabilir.