5 min
BLOG
Op. Dr. Caner Sarıkaya
Omurga kırığı, omurga kemiğinin yüksekten düşme, trafik kazası, motor kazası gibi yüksek enerjili travmalar veya osteoporoz, omurga enfeksiyonu, omurga tümörleri gibi hastalıklar nedeniyle hasar görmesi durumudur.
Omurga kırığının semptomları, kırığın bulunduğu bölge ve etkilediği omurilik veya sinir dokularına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Omurga kırıkları genellikle üç ana grupta sınıflandırılır:
Omurga kırıklarının tanısında aşağıdaki görüntüleme yöntemleri kullanılır:
Omurga kırıklarının tedavisinde, omurganın stabil olup olmadığını belirlemek için sınıflamalar yapılmıştır.
Omurga kırıklarının tedavisinde, hastanın genel durumu ve kırık tipine bağlı olarak cerrahi veya konservatif yöntemler uygulanmaktadır.
Nörolojik durum sinir kökü yaralanması, komplete spinal kord hasarı (ASIA-A), inkomplet spinal kord hasarı (ASIBA B,C,D) veya kauda equina hasarı olmak üzere 3 ana başlıkta puanlandırılır. Nörolojik defisitin olması cerrahi dekompresyon endikasyonudur.
TLICS sınıflamasına göre 3 puan ve altında alan hastalarda konservatif tedavi verilir. 4 puan alan hastalar arada olan hastalardır. Arada kalan bu hastaların cerrahi endikasyonu cerraha bırakılmıştır. Konservatif ve cerrahi tedavi yapılabilir. 4 puan üzerinde alan hastalara cerrahi tedavi önerilir.
Nörolojik durum sinir kökü yaralanması, komplete spinal kord hasarı (ASIA-A), inkomplet spinal kord hasarı (ASIBA B,C,D) veya kauda equina hasarı olmak üzere 3 ana başlıkta puanlandırılır. Nörolojik defisitin olması cerrahi dekompresyon endikasyonudur.
TLICS sınıflamasına göre 3 puan ve altında alan hastalarda konservatif tedavi verilir. 4 puan alan hastalar arada olan hastalardır. Arada kalan bu hastaların cerrahi endikasyonu cerraha bırakılmıştır. Konservatif ve cerrahi tedavi yapılabilir. 4 puan üzerinde alan hastalara cerrahi tedavi önerilir.
Omurga kırığının en önemli bulgusu kırığın olduğu yerde dokunma ile ağrı olur. Sinir basısı olması durumunda bacaklarda uyuşma, karıncalanma, güç kaybı, dize vuran ağrı, topuğa vuran ağrı da görülebilir.
Omurga kırığı iyileşmesi sırasında kamburluk (kifoz) gelişebilir mi?
Omurga kırıkları sonrasında konservatif ve cerrahi tedaviler uygulansa bile kamburluk gelişebilmektedir. Bunun gelişmemesi için omurga kırığı hastaları gerekli radyolojik ölçümlerle yakından takip edilmesidir. Patolojik boyutlara ulaşmadan, birkaç derecelik kayıp hastaların çoğunda yaşanabilecek bir sonuçtur. Progresif semptomları (ağrı, uyuşma, güç kaybı) olan ve omurga dengesini bozacak deformite gelişen hastalarda erken cerrahi müdahale ile durum kontrol altına alınmalıdır.
Omurga kırığı çok ciddi bir durumdur. Omurga kırığına bağlı kemik dokular sinir dokusuna bası yaparak felç durumuna kadar giden klinik bulguya sebep olabilir. Omurga kırığı sonrasında kamburluk gelişebilir.
Stabil omurga kırıkları ameliyatsız iyileşebilir. Kemik yapımını artıran tedavilerin alınması faydalı olucaktır. Kırığın bölgesine göre sırtta ise torakolomber çelik balenli korse, belde ise lomber çelik balenli korse ayakta iken mutlaka kullanılmalıdır. Yatar pozisyonda takılmasına gerek yoktur.
Hastanemize Marmaray ve Kadıköy-Sabiha Gökçen metrosu ile kolayca ulaşım sağlayabilirsiniz. Tam donanımlı ameliyathanelerimiz ve 3. basamak yoğun bakım hizmetimiz sayesinde, kompleks hastalıkların tanı ve tedavisini başarıyla gerçekleştirmekteyiz.
Hastanemiz; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), Özel Sağlık Sigortası (ÖSS) ve Tamamlayıcı Sağlık Sigortası (TSS) kapsamında anlaşmalara sahiptir.
Online randevu almak içintıklayın.
Vertebroplasti ameliyatı, omurga kırıklarını tedavi etmek amacıyla kırık omur gövdesine özel bir kemik çimentosu enjekte edilerek omurun güçlendirilmesini ve ağrının azaltılmasını sağlayan minimal invaziv bir işlemdir.
Omurga kırığı ameliyatı, kırık omurların sabitlenerek omurga stabilitesinin yeniden sağlanması ve sinir hasarının önlenmesi amacıyla vida, plaka veya çimento gibi yöntemlerle yapılan cerrahi bir müdahaledir.
Kifoplasti ameliyatı, omurga kırıklarında çöken omurun içine balon yerleştirilip şişirilerek eski yüksekliğinin kısmen geri kazandırılması ve ardından boşluğa kemik çimentosu enjekte edilerek omurun güçlendirilmesi amacıyla yapılan minimal invaziv bir işlemdir.
Kapalı bel fıtığı ameliyatı, 1 cm’lik küçük insizyon ile gerçekleştirilen minimal invaziv bir cerrahi yöntem olup, hastaların daha az ağrı ile kısa sürede iyileşmesini sağlar.
Kapalı boyun fıtığı ameliyatı, minimal invaziv tekniklerle yapılan ve hastaların kısa sürede günlük yaşamına dönmesini sağlayan etkili bir cerrahi tedavi yöntemidir.
Vidasız dar kanal ameliyatı, omurilik kanalındaki sinir basısını gidermek için uygulanan, minimal invaziv ve vida kullanılmadan gerçekleştirilen modern bir cerrahi tedavi yöntemidir.
Beyin tümörü ameliyatı esnasında, sağlıklı dokuya zarar vermeden minimal invaziv yöntemler ile yapılan modern cerrahi teknikler kullanılır.
Beyin ameliyatı, modern cerrahi teknikler ve ileri teknolojiler kullanılarak yapılan, beyin tümörü ve beyin kanaması gibi hastalıkların tedavisinde uygulanan etkili bir cerrahidir.
Anevrizma klipslenmesi, beyin damarında oluşan baloncukların patlamasını önlemek amacıyla anevrizma olan kısma özel bir klips yerleştirilerek anevrizma olan damarın dolaşımdan çıkarılması işlemidir.
L2 vertebra kırığı, bel bölgesinde şiddetli ağrı ve hareket kısıtlılığına yol açan ciddi bir omurga yaralanması olup, erken tanı ve uygun tedavi ile kalıcı hasar riski azaltılabilir.
Bel kayması ameliyatı, omurlar arasındaki kaymayı düzeltmek ve sinir basısını gidermek için uygulanan modern cerrahi yöntemlerden biridir.
Boyun fıtığı ameliyatı nasıl yapılır sorusunun cevabı, sinir üzerindeki baskının giderilmesi için 1 cm’lik minimal kesi ile uygulanır.
Karpal tünel sendromu, el bileğinde median sinirin baskı altında kalmasıyla ortaya çıkan ve elde uyuşma, ağrı ile güç kaybına yol açan yaygın bir rahatsızlıktır.
Kubital tünel sendromu, dirsek bölgesinde ulnar sinirin sıkışması sonucu elde uyuşma, güçsüzlük ve ağrıya yol açan bir sinir sıkışma hastalığıdır.
Peroneal sinir sıkışması ameliyatı, düşük ayak sorununa yol açan sinir basısını ortadan kaldırarak hastaların yürüme fonksiyonlarını ve yaşam kalitesini artıran etkili bir cerrahi yöntemdir.