5 min
BLOG
Op. Dr. Caner Sarıkaya
Boyun Kırığı (Servikal Vertebra Kırığı) Nedir?
Boyun bölgesine alınan travma sonrası servikal bölgedeki omuriliği koruyan kemik yapıların hasar görmesidir.
Boyunda Kırık Olursa ne olur?
Boyunda kırığına bağlı özellikle boyun bölgesinde ağrı olmaktadır. Boyun kırığına bağlı sinir basısı olması durumunda ellerde ve bacaklarda güç kaybı gelişebilir.
Servikal vertebra anatomisi
Servikal omurga kraniovertebral bileşke (KVB), subaksiyel servikal omurga olmak üzere iki bölümde incelenir. C1, C2 ve oksiput’u içine alan bölgeye KVB, C3’den C7 ye kadar olan kısım alt servikal bölge, subaksiyel servikal omurga olarak ifade edilir. C1 ve C2 omurgaları atipik anatomiye sahiptir. C1, C2 eklemi boynun 40 derece rotasyonundan, 20 derece fleksiyon/extensionundan sorumludur. Alt servikal bölgede yer alan omurgalar ön ve arka kemik elemanları, intervertebral diskler, eklem kapsülleri, bağlar ve çevresindeki nörovasküler yapılar birbirine benzerdir. Subaksiyel servikal omurgada ortalama her seviyede 6 derece rotasyon (3-7 derece ), ortalama her seviyede 16 derece (9-20 derece ) fleksiyon/extension imkanı sağlar. Bu iki bölge arasındaki yapısal ve fonksiyonel farklılıklar travmalarda da bu bölgelerin farklı şekilde zarar görmesine sebep olur.
Boyun kırığı tanısı nasıl konur?
Tanıda, düz grafi ilk seçenektir. Santral kanal basısı, lamina kırıkları, pedikül kırıkları ve faset kırıklarının tespitinde bilgisayarlı tomografi(BT) ayrıntılı değerlendirme imkanı sağlar. Teknolojinin gelişmesi ile her hastanede BT olması günlük pratikte tanıda çoğunlukla ilk seçenek olarak BT’yi kullanmamızı sağlar. Magnetik rezonans görüntüleme (MRG) kırıklarda cerrahi tedavi gerekli olup olmadığını belirlemek için kullanılır. MRG ile posterior ligamentöz kompleksi değerlendirilerek cerrahi gerekip gerekmediği belirlenir. Vertebral arteri içine alan kırıklarda damar yaralanmasını değerlendirmek için BT anjio çekilmelidir.
Üst Servikal Travmalar (Kraniovertebral Bileşke Kırıkları)
Kranioservikal bileşke kırıkları genellikle genç erişkinlerde ve sıklıkla motorlu taşıt kazalarında görülür. Bu bölgenin kırıklarının tedavisinde temel amaç mümkün olduğunda vertebraların hareket fonksiyonlarını koruyarak, nörolojik defisiti önlemek ve omurga stabilitesini sağlamaktır. Bu bölgede travma sonrası görülebilen patolojiler atlanto-oksipital dislokasyon, oksipital kondil kırıkları, atlas ve aksisin kırıkları, odontoid kırıkları, hangman kırığı, atlantoaksiyal subluksasyondur.
Atlanto-Oksipital Dislokasyon
Kraniovertebral bileşkesinde yer alan ligament, bağlar atlas ve oksipital kemiği birleştiren oldukça stabil bir yapıl oluşturur. Yetişkinlerin KVB yapısı Pediatriklere göre daha stabildir. Özellikle pediatriklerde görülen motorsiklet kazalarında KVB yaralanmalarının daha çok olduğu görülmüştür.Radyolojik tanıda Powers oranı BC(Basion-Atlas Posterior Arkı)/AO(Atlas anterior arkı ile opisthion arası) oranı 0,7-1 arasında olmalıdır. 1’den büyük olması durumunda anterior subluksasyon, 0,7’den küçük olması durumunda posterior subluksasyon vardır. Klinik muayenede beyin sapı alt kranial sinir tutulum bulguları görülebilir. Vıncent ve ark. Atlanto-oksipital dislokasyonu 3 grupta sınıflamıştır
Oksipital Kondil Kırıkları
Bu kırıklar %0,4-0,7 oranında çok nadir görülür. 1988 yılında Anderson ve Montesano bu kırıkları 3 grupta sınıflandırmıştır. TipI ve Tip II kırıklar stabil kırık olarak kabul edilir. Philedelphia boyunluk ile takip edilir. Tip 3 kırıklar ise instabildir, cerrahi tedavi gerekir.
Atlas Kırıkları
Omurga kırıklarının %2’si, servikal kırıkların %10’unu oluşturur. Bu kırıklar aksiyel yüklenme sonucu meydana gelir. Landells ve Van Peteghem bu kırıkları 3 gruba ayırmıştır. Bu kırıklarda C1 lateral kitlesinin, C2 lateral kitlesi üzerinde lateral yer değiştirmesi 6.9 mm den fazla ise transvers ligaman yırtığı olabileceği akla gelmelidir. Bu durumda Stir sekans Magnetic Rezonans MRG ile transvers ligaman değerlendirilmelidir. Landell sınıflamasına göre tip 2 (Patlama ya da Jefferson kırığı ) kırıklarında trasvers ligaman hasarı olabileceğinden cerrahi gerekebilir. Tip1 ve tip3 boyunluk ile takip edilir.
Atlanto-Axial Yetmezlik (Atlanto-Axial Rotatuar Dislokasyon)
Atlantoaksiyel eklem Atlas (C1) ve aksis (C2) vertebralar arasında vücuttaki en hareketli eklemlerdir biridir. Odontoid Proçes, atlas, aksis ve burda yer alan ligamanlar bu hareketi sağlar. Bu hareketi sağlayan kemik, eklem ve bağlarda bir patoloji olduğunda boyunun rotayonu engellenir. İdyopatik, travmatik, inflamatuvar, tümöral veya konjenital sebepler bu eklem yapısını bozabilir.
Normalde Atlasın anterior arkının posterior korteksi ile ve densin anterior korteksi arasındaki mesafe (Atlantodental interval-ADI) çocuklarda 5 mm, erişkinlerde 3mm’den fazla olması transvers ligamanın hasarlı olduğunu, bu bölgede instabilite olduğunu gösterir.
Klinik olarak atlantoaksiyel eklemdeki bozulma, ligamentöz laksite sonrası tortikollis meydana gelir. Travma sonrası AAS çocukluk çağı tortikollisin sık nedenidir. Hawkins-Fielding sınıflaması klinik uygulamalarda en çok kullanılan sınıflamadır.
C2 Kırıkları
C2 kırıkları odontoid, ve pars kırıkları (Hangman Kırıkları) olmak üzere 2 kısımda incelenir.
Aksis (C2) üzerindeki odonoit çıkıntı, Atlas (C1) ile kompleks bir bağ yaparak başın rotasyonunda rol oynar. Bu bölgedeki güçlü ligamentöz destek nedeniyle C2 kırıkları yüksek enerjili travmalar sonucu oluşur. Odontoid kırıkları tüm omurganın %20’sini oluşturur. Bu kırıklarda en çok kullanılan sınıflama Anderson ve D’Alanso sınıflamasıdır. Bu sınıflamaya göre odontoid kırıkları 3 grupta sınıflandırılır. Tip I kırıkları stabil kırık olarak kabul edilir. Tip2 kırıklar en sık görülenidir. Tip 2 ve Tip3 kırıklarda cerrahi önerilir.
C2 vertebra pars interartikülaris-istmus kırıkları Hangman kırığı olarak da adlandırılır. Bu kırık C2’nin C3 omurga kemiği üzerine öne kaymasına sebep olur. Levine ve Edwards’ın yaptığı ve Effendi’ sınıflamasının modifikasyonu olan sınıflama en çok kullanılan sınıflamadır.
Subaksiyel Servikal Travmalar
C3-C7 arasındaki vertebralarda meydana gelen travmaları kapsamaktadır. Subaksiyel spinal travmalar ile ilgili sınıflamalar 1970’den beri mevcuttur. Bu sınıflamalar yaralanma mekanizmasının anatomik tanımına dayanmaktadır.
İlk kez vaccaro ve ark tarafından tanımlanan Subaksiyel cervical spine injuries classification” sınıflaması kısaca “SLIC” günümüzde en çok tercih edilen sınıflamadır. Yaralanmanın morfolojisi, Disko-ligamentöz kompleksin durumu, Nörolojik durum değerlendirilerek bu 3 başlıkta puan verilir. SLIC sınıflamasına göre 3 puan ve altında alan hastalarda konservatif tedavi verilir. 4 puan alan hastalar arada olan hastalardır. Arada kalan bu hastaların cerrahi endikasyonu cerraha bırakılmıştır. Konservatif ve cerrahi tedavi yapılabilir. 4 puan ve üzerinde alan hastalara cerrahi tedavi önerilir.
Boyun kırığı hastalarında ne zaman ameliyat gerekir?
Üst servikal omurgada Tip 3 kondil kırıkları, Atlanto-oksipital dislokasyonlar(tip1-3), Atlas yan kitlelerin toplamı ≥ 6.9 mm olan kırıklar , A-D mesafe ≥5 mm, Odontoid tip ,2 kırığı, Deplase (3 mm≥) C2 listezis (Levin&Edward tip 2a, 3), Atlanto-axial kombine kırıklar,Göz yaşı kırığı (fleksiyon tip) cerrahi tedavi gerekmektedir.
Subaksiyel servikal omurgada (C3-C7) ise SLIC sınıflamasına göre 4 puan üzerinde alan hastalara cerrahi yapılmalıdır.
Boyun kırığı ameliyatsız geçer mi?
İnstabiliteye sebep olmayan servikal fraktür hastaları philedelphia boyunluk ile ameliyat edilmeden takip edilebilir. Kırığın kaynamaması, instabilite gelişmesi durumunda cerrahi gerekebileceği unutulmamalıdır.
Servikal fraktür, boyun kırığı hastaları ne kadar süre boyunluk takmalıdır?
Fraktür şüphesi olan her hastada fraktür olmadığını ispat edilene kadar boyunluk ile boyun koruma altına alınmalıdır.
Kırığın kaynama süresi ortalama 4-6 haftadır. Bu süre kırığın yeri, kırık tipi hastanın yaşı gibi faktörlere bağlı olarak değişkenlik gösterebilir.